hard 2 Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • hard 2
    z. 1. çok, büyük bir gayretle: They worked hard. Çok çalıştılar. Try hard! Çok gayret et! 2. şiddetle, kuvvetle: The wind´s blowing hard. Rüzgâr kuvvetle esiyor. 3. fena halde, aşırı ölçüde: He´s hitting the bottle hard these days. Bugünlerde fena halde içiyor.